Sepette Ek %10 İndirim

+ %15 BH Puan

Ankara Sergi Evi Posteri

Ürün kodu: 10300200071.0
315,00TL
350,00TL
-10%

157,50TL x 2 aya varan vade farksız ya da 12 aya varan taksitlerle

Muhteşem Cuma İndirimlerine Son:

Bu ürün Pazartesi günü kargoda

Başarılı bir şekilde mesaj gönderildi

Ankara Sergi Evi Posteri

315,00TL

Ürün Hakkında Sorum Var!

Name should not be empty
Your email address is not valid.
Your phone number is not valid.
Message content should not be empty.

Ankara Sergi Evi Posteri

Refik Halid Karay’ın “öksüz, yoksul, betibenzi kül” olarak tasvir ettiği şehrin “vakarlı, hem koket, gözbebeği” başkent olmasında Ankara’nın imarının bir milletin kaderine kılavuz olacağı inancı vardır.

Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin 1933 yılında açtığı “Ankara Sergi Evi Uluslararası Mimari Proje Yarışması” sonucunda inşa edilen Şevki Balmumcu’nun tasarımı için dönemin neşriyatında “Artık yerli mimarlar da ecnebi mimarlar gibi asri yapılar yapabiliyorlar” denilmişti. Dönemin modern mimari anlayışını radikal bir şekilde temsil eden yapının kaderi ise ibret vericidir. 

1945 yılında yapının opera binasına dönüştürülmesi ve İkinci Ulusal Mimarlık üslubuna uydurulması işi mimar Paul Bonatz’a verilir. Böylece yalın kütleler ve bezemesiz yüzeylere sahip binanın neo-klasik ekleme, bezeme ve traşlamalarla “millileştirilme” işi bir Alman tarafından hayata geçirilmiştir. 

Toplumun modernleşmesi işlevini yüklenmesi beklenen opera binası yerli ve milli çelişkilerimizin bir numunesi olarak varlığını bugüne dek sürdürmüştür.

Onur Kutluoğlu’nun Cumhuriyet’in ilk dönemine ait sembol yapıları konu alan serisinden Sergi Evi illüstrasyonu Cumhuriyetin ilk dönemine hakim iyimser “muâsırlaşma” fikrini günümüze taşırken, mimarı Şevki Balmumcu’ya da vefalı bir selam gönderiyor!


50x50 cm
170 gr parlak kuşe kağıt
Tek yüz renkli dijital baskı
Düz kesim

* Posteriniz rulo yapılıp postüp koruması altında özenle paketlenerek gönderilir. Çerçevesizdir. 

Marka Hakkında
Özellikler
Detaylar

Yorumlar

500 yıllık rakı kültürü, zaman içinde gençleşerek, farklı renkleri ve dinamik enerjiyi bünyesine katmaya devam ediyor. Hamiyet Yüceses ve Müzeyyen Senar gibi klasik isimlerin yanına Hayko Cepkin ve Gaye Su Akyol gibi yeni sesler eklenirken, klasik meyhanelerin yanına yeni nesil meyhaneler de geliyor. Artık rakı, yalnızca orta yaş üstü babacan erkeklere ait bir içecek olmaktan çıkarak, her renkten insanın yaratıcılık, gusto, yaşam enerjisi, müzik, meze ve muhabbetle harmanlandığı bir kültüre dönüşüyor. Rakı beyazı artık farklılıkları kucaklayan bir yelpazeye dönüşüyor.

Anason İşleri de bu kıpır kıpır, canlanan rakı kültürünü tasarımın diliyle buluşturmak amacıyla doğdu. Ofis ortamının ve dijital dünyanın dışına çıkıp, günlük yaşantılara, sofralara, evlere dokunan ürünler yaratmayı hedeflediler. Krizi tasarıma dönüştürmeyi ilke edinerek, anason kokulu ürünler ortaya çıkardılar. Rakı bardaklarından meze tabaklarına, masa örtülerinden tişörtlere, duvar kağıtlarından aksesuarlara kadar geniş bir yelpazede yenilikçi tasarımlara imza attılar. Anason İşleri yenilikçi tasarımcılarla iş birliği yaparak rakı kültürünü evrensel bir forma büründürmeyi amaçlıyor.

Customer Reviews

Be the first to write a review
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)
0%
(0)